Marka Algısı Araştırması
1. Tanım & Stratejik Amaç
Algı ve İtibar Araştırmaları, bir markanın ya da kurumun hedef kitleler nezdinde nasıl görüldüğünü, hangi değerlerle özdeşleştirildiğini, hangi alanlarda güven verdiğini veya zayıf bulunduğunu sistematik biçimde ortaya koyar.
Bu araştırmalar, markanın kendisini nasıl tanımladığından çok, toplumun onu nasıl algıladığını esas alır.
Çünkü itibar, sadece tanınmak değil; güvenilmek, tutarlı bulunmak ve değerli görülmektir.
Stratejik olarak bu çalışmalar, özellikle kurumsal iletişim, marka yönetimi, sosyal sorumluluk faaliyetleri, kriz yönetimi ve sürdürülebilirlik stratejilerinde temel bir dayanak sunar.
İtibar, yıllar içinde inşa edilen ama birkaç yanlış adımla yıkılabilen en kıymetli varlıktır.
2. Firmalara Katkısı
-
Kurumun kamuoyundaki imajı netleştirilir
-
Hedef kitlenin güven algısı ve beklenti düzeyi ölçülür
-
Algılanan güçlü ve zayıf yönler tanımlanır
-
Kriz potansiyeli taşıyan konular erken teşhis edilir
-
İletişim dili, mesaj içeriği ve medya stratejileri yeniden kurgulanır
-
Sosyal sorumluluk ya da sürdürülebilirlik projeleri toplum algısına göre şekillendirilir
3. Kullanılan Yöntemler
-
CAWI / CATI anketleri: İtibar boyutlarını ölçümlemek için
-
Kelime çağrışım analizi: Marka ile özdeşleşen kavramları ortaya çıkarmak için
-
Medya ve sosyal medya içerik analizi: Algı izlerini dijital alanda incelemek için
-
Zihin haritası ve imaj eşleştirme testleri: Marka zihinsel konumunu anlamak için
-
Kalitatif görüşmeler: Derinlemesine algı ve hassasiyet analizi için
4. Kullanım Senaryosu
Bir enerji firması, çevreci projelere ciddi yatırımlar yapmasına rağmen kamuoyunda hâlâ çevreye zarar veren bir kurum olarak algılanır. Yapılan algı ve itibar araştırması, bu algının bilgi eksikliğinden değil, şirketin iletişim stratejisindeki sessizlik ve düşük şeffaflıktan kaynaklandığını gösterir.
Firma, sürdürülebilirlik faaliyetlerini daha görünür kılacak bir iletişim planı oluşturur; sosyal medyada hikaye anlatıcılığına, şeffaf raporlamaya ve bölgesel iş birliklerine öncelik verir.
Bu dönüşüm sayesinde yalnızca algı değil, toplumla kurulan ilişki ve güven düzeyi de belirgin şekilde güçlenir.
